2026’da Satışa Sunulacak
Renault Grubunun Romen menşeli markası Dacia gerek elektrikli araçlara geçişte gerekse geleneksel motorlarda her zaman fayda/ maliyet analizlerinde tüketicisine avantaj sağlayan bir marka olarak biliniyor.
Renault ile ortak stratejiler geliştiren Dacia'nın elektrikliğe geçiş stratejisinin temelinde "erişilebilirlik" yatıyor. Marka, elektrikli araçları mümkün olan en geniş kitle için ucuz ve pratik hale getirmeyi hedefliyor. Bu nedenle radikal bir geçiş yerine, kademeli ve düşük riskli bir yol izliyor. Aynı modeli benzin, LPG, hibrit ve tam elektrikli seçenekleriyle aynı anda sunarak, farklı tercihlere sahip tüm mevcut müşterilerini korumayı amaçlıyor.
Bu stratejinin merkezinde, maliyet verimliliği sağlayan CMF-B EV platformu bulunuyor. İlk tam elektrikli modeli Spring ile uygun fiyatlı elektrikli araç segmentinde güçlü bir giriş yapan Dacia, bu stratejiyi şimdi de en popüler modeli Duster'a bir elektrikli versiyon ekleyerek genişletiyor. Markanın 2026’ yılında da hedefi, Avrupa'daki satışlarının büyük çoğunluğunu elektrikli ve hibrit araçlardan sağlamak olacak. Özetle Dacia, lüks veya karmaşık teknolojiler yerine, sadelik, dayanıklılık ve düşük maliyet odaklı yaklaşımını elektrikli dönemde de sürdürüyor.
2025 yılı içinde elektrikli araçlara geçişin biraz yavaşlamasına paralel olarak Dacia da hibrit araçlarda makyaj ve yeni kasa olarak yeni model geliştirmelerine ağırlık vermiş görünüyor. Romen otomobil markası yedi koltuklu Jogger modelini daha güçlü bir hibritle daha da geliştiriyor. Dacia, yedi koltuklu crossover modeli dört yaşına girerken, Jogger'ı daha ateşli bir hibrit ve daha şık bir ön tasarımla daha da çekici hale getiriyor.
Dacia Jogger, 2023 yılında 138 beygir gücündeki Hybrid 140'ın piyasaya sürülmesiyle markanın ürün gamındaki ilk benzinli/elektrikli otomobil oldu. 1,6 litrelik benzinli, çift motorlu sistemi, daha büyük 1,8 litrelik bir benzinli motor ve 49 beygir gücündeki ana motoru besleyen genişletilmiş 1,4 kWh'lik bir batarya ile geliştiriliyor. Ek "motor", yani yüksek voltajlı marş motoru/jeneratör, motoru çalıştırıyor ve rejeneratif frenlemeden enerji geri kazanımı sağlıyor.
Yenilikçi model olarak 2026’da otomobil piyasasına girmesi beklenen Hibrit 155 ise, 153 HP motor gücü ve 170 Nm tork üretiyor. Böylece otomatik şanzıman aracılığıyla elektrik ve içten yanmalı gücü ön tekerleklere iletiyor. Dacia, yeni sistemin Hibrit 140'a göre %10 daha verimli olduğunu ve Jogger'ın şehir içi seyahatin %80'ini elektrikle çalıştıracağını tahmin ediyor. Yaklaşık 104 g/km yakıt tüketimi ve 61 lt/100 km'ye kadar yakıt tüketimi bekleniyor. Altı ileri manuel şanzımanla eşleştirilmiş TCe 110 benzinli motor ise eski modeldeki gibi devam ediyor.
Görsel değişiklikler arasında burun boyunca beyaz nokta şeritleri yer alıyor. Izgarada bir piksel efekti olan bu şeritler yeni "ters T" far efektine de yansıyor. Arka lambalarda da benzer bir grafik yer alıyor. Gövdeye "Starkle" deri kaplaması uygulanmış. Bu, kısmen geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış, tekerlek davlumbazlarını, ön ve arka kısımları koruyan sağlam bir malzeme. Dodikler ve bazı dış ögelerde de bu malzeme kullanılmış. Yeni bir boya rengi olan Sandstone bu modelle ilk kez görücüye çıkıyor.
İç mekân değişiklikleri arasında yeni kumaşlar ve renkler, ellerde daha konforlu hale getirilen yenilenmiş bir direksiyon simidi ve giriş seviyesi Essential modeli hariç tüm modellerde 10” merkezi dokunmatik ekran yer alıyor. Yeni standart sürücü destek özellikleri arasında otomatik uzun farlar, otomatik acil frenleme ve sürücü yorgunluk izleme gibi sürüş güvenliğini önceleyen özellikler de ihmal edilmemiş. Yenilenen Jogger'da ayrıca elektrikli katlanır kapı aynaları ve çoklu görüşlü park kamerası da mevcut.
Jogger Türkiye otomobil pazarında sadece Extreme donanım paketi ve Eco-G ile TCe motor versiyonları ile satışa sunuluyor. Yeni modelin paket ve motor seçenekleri ise henüz belirsiz olmakla beraber 2026 yılında pazara giriş yapacağı tahmin ediliyor. Otomobil piyasasındaki şartların Dacia’nın fiyat bandı için avantaj yaratmasına kesin gözüyle bakılıyor.