Elektrikli Araç Altyapısı Gelişiyor
Türkiye'deki elektrikli araç ekosistemi, son dönemde altyapı ve düzenlemelerdeki önemli gelişmelerle birlikte hızla büyüyor. Elektrikli otomobil sayısındaki artış, elektrikli otomobil şarj istasyonu ağının genişlemesini ve bu alandaki mevzuatın yenilenmesini zorunlu kıldı. Veriler, bu dönüşümün ivme kazandığını açıkça ortaya koydu.
Ülkemizdeki elektrikli araç sayısı, 2015 yılında sadece 565 iken, Kasım 2024'te 165.000'e, son verilere göre ise 348.908'e ulaştı. Bu büyüme eğrisi, 2026 sonunda kayıtlı elektrikli otomobil sayısının bir milyona yaklaşabileceği öngörüsünü güçlendirdi. Bu artış, beraberinde şarj altyapısına yönelik yatırım ve düzenleme ihtiyacını da getirdi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) Kasım 2025 verileri, şarj istasyonlarının toplam gücünün 2.789 MWh'a yükseldiğini gösterdi. Bu, bir önceki aya göre %3,3'lük bir artış anlamına geliyor. Aynı ay içinde elektrikli araçlar tarafından tüketilen toplam enerji miktarı ise 50.280.931 KWh olarak kaydedildi. Dikkat çeken bir diğer nokta, bu tüketimin %38'inin, kullandığı elektriği tamamen yenilenebilir kaynaklardan sağlayan ve YEK-G sertifikasına sahip "yeşil şarj istasyonlarından" karşılanmış olmasıydı. Sürdürülebilirliğe yönelik bu eğilimin daha da güçlenmesi için çalışmalar sürüyor.
Coğrafi dağılıma bakıldığında, tüketimde ilk sırayı 14.816 MWh ile İstanbul aldı. Onu 7.716 MWh ile Ankara ve 2.600 MWh ile İzmir izledi. Bu tablo, elektrikli araç penetrasyonunun ve altyapı yoğunluğunun halen batı bölgelerinde daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Uzmanlar, doğu bölgelerinde bu geçişin daha yavaş ilerlediğini ve hibrit araçların bu süreçte bir köprü vazifesi gördüğünü belirtiyorlar.
Şarj noktası sayısındaki artış da dikkat çekiciydi. Kasım ayında toplam port (soket) sayısı %3,3 artarak 37.473'e ulaştı. Geçen yıl sonunda bu rakam 26.046 idi. Bu, on bir aylık dönemde yaklaşık %44'lük bir büyümeye işaret etti. Artış, hem hızlı (DC) şarj istasyonlarında hem de daha yavaş (AC) şarj noktalarında gözlendi. Ev tipi AC şarj cihazları %3,6 artışla 21.452'ye, hızlı DC istasyonları ise %2,9 artışla 16.051'e çıktı. Bu trend, tüketicilerin şarj alışkanlıklarının, Avrupa'dakine benzer şekilde, evde şarjı daha fazla tercih etmeye yöneldiğini gösterdi.
Ancak asıl önemli gelişme, şarj istasyonu tarifelerinde köklü bir değişikliği öngören yeni düzenlemeler oldu. EPDK, dinamik fiyatlandırma sistemini getiren bir hazırlık yapıyor. Bu yeni modele göre, fiyatlar artık sadece enerji maliyetine bağlı kalmayacak. Lokasyon ve zaman bazlı faktörler de tarifeyi belirleyecek. Örneğin, alışveriş merkezleri gibi talep yoğunluğunun yüksek olduğu noktalardaki istasyonlarda, daha sakin bölgelere kıyasla daha yüksek birim fiyatlar uygulanacak. Yazın otoyollarda yaşanan şarj yoğunluğu nedeniyle muhtemelen buradaki tarifeler de artırılacak.
Sistemin bir diğer ayağı ise zaman odaklı fiyatlandırma olacak. Günün talep yoğunluğuna göre şebekenin yük durumu dikkate alınacak. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, elektrik tüketiminin pik yaptığı akşam saatlerinde tarifelerin daha yüksek, tüketimin düştüğü gece saatlerinde ise çok daha uygun olacağını açıkladı. Bu uygulamanın, özellikle gece şarj eden kullanıcılar için önemli tasarruf sağlamasının yanı sıra, elektrik şebekesindeki yükü dengeleyerek altyapıya olan stresi azaltması bekleniyor.
Ödeme sistemlerinde de önemli bir kolaylık geldi. Yaygın olarak kullanılan mobil uygulama ödemelerine ek olarak, şarj istasyonlarına POS cihazı entegrasyonu zorunluluğu getirilmesi planlanıyor. Bu hamle, özellikle yabancı turistlerin, yurtdışında yaşayan vatandaşların ve mobil uygulama kullanmak istemeyen araç sahiplerinin işini büyük ölçüde kolaylaştıracak. Halen hibrit araçları daha çok tercih eden kiralık araç firmalarının elektrikli araçlara geçiş sürecini de hızlandırması öngörülüyor.
Bir diğer somut adım ise, tüm şarj istasyonlarına ilişkin canlı bilgilerin e-Devlet kapısı üzerinden paylaşılması oldu. Kullanıcılar, "Yardımcı Hizmetler" bölümünden istasyonların yerini, müsaitlik durumunu ve anlık fiyat bilgilerini görebilecek. Bu şeffaflık ve erişim kolaylığının, kullanıcı deneyimini önemli ölçüde iyileştirmesi bekleniyor.
Özel sektör yatırımlarının yanı sıra, kamu otoritesinin de aldığı bu düzenleyici ve teşvik edici tedbirler, otomotiv sektörünün dönüşümü sağlıklı yapabilmesi için kritik bir zemin hazırladı. Uzmanlar, 2026 yılına gelindiğinde, kredi koşullarının iyileşmesi, daha gelişmiş ve yeni modellerin piyasaya sürülmesi ve tüketici tercihlerinin olgunlaşması ile birlikte, elektrikli araç ekosisteminin çok daha yaygın ve sorunsuz bir hale geleceğini öngörüyorlar. Altyapıdaki bu sistemli genişleme ve akıllı yönetim, menzil endişesi gibi en temel engellerin de aşılmasında kilit bir rol oynayacak.