Stellantis Grubu, küresel pikap pazarında etkisini artırmak için ilginç ve çok uluslu bir modelle ilerliyor. Peugeot Landtrek, bu stratejinin somut bir örneği olarak karşımızda. Bu yeni model, tek bir kıtaya veya pazara bağlı kalmayan, uluslararası iş birliklerinin ürünü olan bir kimlik taşıyor. Çin'den gelen mühendislik altyapısı, Japonya'dan alınan güvenilir bir motor ve Fransa'nın tasarım dokunuşlarıyla şekillenen Landtrek, Arjantin, Uruguay ve Nijerya'daki montaj hatlarından geçerek nihai şeklini alıyor. Hedef kitlesiyse başta Meksika, Brezilya ve Güney Afrika olmak üzere "yükselen pazarlar"dı.

Aracın teknik özellikleri, bulunduğu segmentte rekabetçi kalmasını sağlayacak düzeyde. 1.980 kilograma yakın ağırlığı, 3,5 tona varan çekme kapasitesi ve 9,3” yerden yüksekliği ile geleneksel orta boy pikap alıcılarının beklentilerini karşılıyor. Şasi kabin, tek kabin ve çift kabin seçenekleri sunan model, bazı versiyonlarında altı kişilik 3+3 koltuk düzeniyle ailevi ihtiyaçlara da hitap ediyor. Taşıma kapasitesi 1.000 ila 1.170 kilogram arasında değişiyor. Motor seçeneklerinde ise bir benzinli ve üç farklı turbodizel motor bulunuyor. Özellikle benzinli motor olarak seçilen Mitsubishi 4K22DAT, sektörde uzun yıllardır bilinen, motor gücü yüksek ve güvenilirliği kanıtlanmış bir teknoloji.

Ancak Landtrek'in hikayesindeki asıl çarpıcı nokta, kökenleri ve satış stratejisi. Araç, temelde Çinli Changan Automobile ile yapılan bir ortaklık sonucu geliştirildi. Altyapısını Changan F70 pikabıyla paylaşan model Çin'in Shenzhen kentindeki bir fabrikada üretiliyor. Bu durum, Batılı bir otomotiv devinin, maliyet avantajı sağlamak ve yeni pazarlara hızlı girebilmek için Doğulu bir üreticinin platformunu kullandığı ilginç bir iş modelini ortaya koyuyor. Stellantis, bu sayede daha önce kendi otomobil markaları ve otomotiv teknolojisi ile fazla varlık gösteremediği bölgelerde, yüksek Ar-Ge maliyetlerine katlanmadan hızlı bir şekilde ürün çeşitliliğini artırabildi.

Satış rakamları, bu stratejinin kısmen işe yaradığını gösteriyor. Örneğin Brezilya'da Fiat Titano adıyla satılan model, 2024 yılında 6.222 adetlik bir satışa ulaştı. Meksika ve Güney Afrika'da ise rakamlar daha mütevazı olsa da marka için bu pazarlarda bir dayanak noktası oluşturma hedefine hizmet ediyor. Elbette bu sayılar, ABD gibi olgun bir pazarda bir orta boy pikabın bir ayda sattığı adetlerin yanında küçük kalıyor. Ancak hedef, zaten doymuş ve inanılmaz derecede rekabetçi olan Kuzey Amerika pazarı değil. Aksine, henüz tam olarak gelişmemiş, büyüme potansiyeli yüksek ve rekabetin nispeten daha az sert olduğu bölgelere odaklanılıyor.

Landtrek'in satıldığı coğrafyaya bakıldığında bu durum netleşiyor: Gana, Malezya, Laos, Ukrayna, Arjantin... Liste, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika hariç tutularak genişliyor. Peugeot markasının ABD'deki serüveni ise 1991'de, durgunluk ve Japon rakiplerin yarattığı baskı nedeniyle noktalanmıştı. Markanın 2019'da gündeme gelen 2026 dönüş planları da daha sonra rafa kaldırıldı. Şirket, 2025 başlarında yaptığı açıklamayla ABD pazarına dönme niyeti olmadığını bir kez daha teyit etti.

Bu, Landtrek platformundan üretilen bir aracın hiçbir zaman Kuzey Amerika'da otomobil piyasasına girmeyeceği gibi bir anlam içermiyor. Ancak eğer öyle bir araç gelirse, Peugeot markasının düşünülmediği söylenebilir zira markanın bu pazardaki bilinirliği ve imajı oldukça sınırlı. Bunun yerine, Stellantis portföyündeki daha güçlü bir marka, belki de Ram, bu rolü üstlenebilir. Nitekim Landtrek, Meksika'da zaten "Ram 1200" adıyla satılıyor. ABD'deki orta boy pikap pazarının sağlıklı büyüklüğü ve General Motors'un benzer ikiz modelleri (Chevrolet Colorado ve GMC Canyon) başarıyla pazarladığı düşünüldüğünde, Stellantis için de benzer bir fırsat alanı olabilir.

Stellantis'in bu hamlesi, otomotiv endüstrisindeki daha geniş bir eğilimi yansıtıyor: Avrupa merkezli gruplar, kıtalarındaki aşırı rekabet ve düşük karlılıktan kaçınmak için faaliyetlerini çeşitlendiriyor. Bu durum sadece elektrikli araçlarla sınırlı değil. Geleneksel içten yanmalı motorlu araçlarda da özellikle Çinli ortakların sağladığı maliyet avantajlarıyla, yükselen pazarlara yönelik ürünler geliştirmek bir hayatta kalma stratejisine dönüştü.

Peugeot Landtrek, bu küresel şirket oyununun henüz büyük satış rakamlarına ulaşamamış ama stratejik önemi yüksek bir oyuncusu olarak öne çıkıyor. Şirket, bir yandan elektrikli dönüşüm için kaynak ayırırken, diğer yandan dünyanın farklı köşelerinde halen karlılığını koruyan içten yanmalı motorlu araç segmentlerinde varlığını sürdürmenin yollarını arıyor.